VOCABULARY
- Wildlife: Vahşi yaşam
- Wild animals: Vahşi hayvanlar
- Cold-blooded animals: Soğukkanlı hayvanlar
- Warm-blooded animals: Sıcakkanlı hayvanlar
- Vertebrate animals: Omurgalı hayvanlar
- Mammals: Memeli hayvanlar
- Aquatic mammals: Suda yaşayan memeliler
- Air-breathing animals: Hava soluyan hayvanlar
- Carnivores: Etçil/Etobur hayvanlar
- Herbivores: Otçul/Otobur hayvanlar
- Endangered: Soyu/nesli tehlikede hayvanlar
- Extinct animals: Soyu/nesli tükenmiş hayvanlar
- Stray animals: Sokak hayvanları
- Pets: Evcil hayvanlar
- Reptile: Sürüngen
- Birds: Kuşlar
- Lion: Aslan
- Tiger: Kaplan
- Cheetah: Çita
- Elephant: Fil
- Horse: At
- Kangaroo: Kanguru
- Chimpanzee: Şempanze
- Deer: Geyik
- Camel: Deve
- Crocodile: Timsah
- Snake: Yılan
- Lizard: Kertenkele
- Turtle: Kaplumbağa
- Ostrich: Devekuşu
- Eagle: Kartal
- Falcon: Şahin
- Owl: Baykuş
- Stork: Leylek
- Dolphin: Yunusbalığı
- Whale: Balin
- Shark: Köpekbalığı
- Prey: Av, kurban
- Stomach: Mide
- Tusk: Fil dişi
- Trunk: Hortum (fil)
- Hump: Hörgüç
- Wing: Kanat
- Long tail: Uzun kuyruk
- Claw: Pençe
- Jaw: Çene, ağız
- Majestic furs: Görkemli kürkler
- Striped fur: Çizgili kürk
- Skin: Deri
- Scale: Pul
- Bony plate: Kemikli tabaka/plaka
- Body: Vücut
- Constant body temperature: Sabit vücut ısısı
- Environment: Çevre
- Habitat: Doğal yaşam alanı
- Jungle: Orman
- Forest: Orman
- Rain forests: Yağmur ormanları
- Grassland: Otlak, çayır
- Cage: Kafes
- Desert: Çöl
- Marsh: Bataklık
- Leaves of the trees: Ağaçların yaprakları
- Feed: Beslemek
- Move fast: Hızlı hareket etmek
- Fly: Uçmak
- Jump: Zıplamak
- Swim: Yüzmek
- Dive: Dalmak, dalış yapmak
- Run: Koşmak
- Shed the outer layer: Dış tabakayı atmak/değiştirmek
- Get excited: Heyecanlanmak
- Lift: Kaldırmak, yükseltmek
- Spot: Fark etmek, görmek
- Protect: Korumak
- Save: Kurtarmak
- Responsible for: Sorumlu olmak
- Find a way: Bir yol bulmak
- Destroy: Tahrip etmek, yıkmak
- Make fields: Alanlar/araziler yapmak
- Pollute: Kirletmek
- Show respect: Saygı göstermek
- Share: Paylaşmak
- Belong: Ait olmak
- Admire: Hayran olmak, beğenmek
- Hunt: Avlamak, avlanmak
- Change: Değişmek/Değiştirmek
- Take care of: İlgilenmek, dikkat etmek
- Vaccinate: Aşılamak, aşı yapmak
- Hide from danger: Tehlikeden saklanmak
- Catch: Yakalamak
- Struggle: Çabalamak, mücadele etmek
- Vary: Çeşitli olmak
- Damage: Zarar vermek
- Die: Ölmek
- Kill: Öldürmek
- Attack: Saldırmak
- Survive: Hayatta kalmak
- Domesticate: Evcilleştirmek
- Disappear: Gözden kaybolmak
- Educate: Eğitmek
- Characteristic: Özellik
- Kind: Tür, cins, çeşit
- Ability: Yetenek
- Zoologist: Zoolog, hayvan bilimci
- High altitude: Yüksek irtifa
- Sign language: İşaret dili
- Wind: Rüzgâr
- Storm: Fırtına
- Disease: Hastalık
- Justice: Adalet
- World/Earth: Dünya
- Fresh: Taze
- Intelligent: Zeki
- Amazed: Şaşırmış
- Incredible: İnanılmaz, şaşırtıcı
- Interesting: İlginç
- Awesome: Harika
- Poisonous: Zehirli
- Dangerous creatures: Tehlike yaratıklar
- Friendly behaviours: Arkadaşça hareketler
- Giant: Dev, çok büyük
- Enormous: Devasa, büyük
- Regularly: Düzenli olarak
- Meanwhile: Bu arada, bu sırada
- Against: … karşı
