VOCABULARY
- Friendship: Arkadaşlık
- Friend: Arkadaş
- Close friend: Yakın arkadaş
- Best friend: En iyi arkadaş
- True friend: Doğru arkadaş
- Buddy: Kanka
- Mate: Arkadaş, dost
- Helpmate: Can yoldaşı, arkadaş
- Friendly relation: Arkadaşça ilişki
- Relationship: İlişki
- Family: Aile
- Introduce: Tanıtmak, tanıştırmak
- Mail friends: Arkadaşlara e-posta göndermek
- Text: Mesaj yazmak/atmak, mesajlaşmak
- Support: Destek olmak
- Back up: Destek olmak, arka çıkmak
- Offer: Teklif etmek, önermek, sunmak
- Give advice: Tavsiye/Öğüt vermek
- Trust: Güvenmek
- Count on: Güvenmek
- Rely on: Güvenmek
- Reliable: Güvenilir
- Trustful: Güvenilir
- Honest: Dürüst
- Dishonesty: Sahtekarlık
- Lie: Yalan söylemek
- Take things seriously: Bir şeyleri ciddiye almak
- Come over: Ziyaret etmek, gelişigüzel uğramak
- Prefer: Tercih etmek
- Promise: Söz vermek
- Break a promise: Sözünü tutmamak
- Share a secret: Sır paylaşmak
- Get on well with: İyi geçinmek
- Visit: Ziyaret etmek
- Prefer: Tercih etmek
- Promise: Söz vermek
- Break a promise: Sözünü tutmamak
- Share a secret: Sır paylaşmak
- Get on well with: İyi geçinmek
- Visit: Ziyaret etmek
- Choose: Seçmek
- Join: Katılmak
- Accept: Kabul etmek
- Refuse: Reddetmek
- Invite/Invitation: Davet etmek/Davet
- Prepare: Hazırlamak
- Snacks: Atıştırmalıklar
- Guest: Misafir
- Homework: Ev ödevi
- Concert: Konser
- Neighbour: Komşu
- Museum: Müze
- City hall: Belediye binası
- Excuse: Bahane, Mazeret
- Dictionary: Sözlük
- Different: Farklı
- Same: Aynı
- Like: Benzer
- Boring: Sıkıcı
- Crazy: Çılgın
- Thrilling: Heyecan verici, nefes kesici
- Busy: Meşgul
- Spend time: Vakit harcamak, zaman geçirmek
- Survive: Hayatta kalmak
- Remain unconditional: Koşulsuz kalmak
- Combination: Kombinasyon, birleştirme
- Loyalty: Sadakat, bağlılık
- Respect: Saygı duymak
- Mutual respect: Karşılıklı saygı
- Similar interests: Benzer ilgi alanları
- Patience: Sabır
- Experience: Deneyim, tecrübe
- Hobby: Hobi, sevilen şey
- Occur: Meydana gelmek
- Definition: Tanım
- Talk: Konuşmak
- Easily: Kolayca
- Understand: Anlamak
- Feeling: His, duygu
- Feel alone: Yalnız hissetmek
- Priceless treasure: Paha biçilmez hazine
- Individual: Bireysel
- Apologize: Özür dilemek
- Attend: Katılmak
- Give reason: Neden göstermek
- Response: Cevap
- Letter: Mektup
- Cool: Havalı, çok iyi, modaya uygun
- Stuffed: Çok doymuş, tıkanmış
- Laid-back: Rahat, sakin
- Occupied: Meşgul, dolu
- Strong bond: Güçlü bağ
- Outgoing: Dışa dönük
- Punctual: Dakik
- Hurry: Telaş, acele
- Be interested in: İlgili olmak
- Decide: Karar vermek
- Personality: Kişilik
- Share toys: Oyuncakları paylaşmak
- Go to the cinema: Sinemaya gitmek
- Movie night: Film gecesi
- Give a party: Parti vermek
- Play computer games: Bilgisayar oyunları oynamak
- Catch fish: Balık yakalamak/tutmak
- Go hiking: Dağda/Doğada yürüyüşe çıkmak
- Go for a walk: Yürüyüşe çıkmak
